BAŞIMIZA GELMEYEN KALMADI

Erasmus+ Gençlik Programı alanında çalışan proje koordinatörleri olarak sık sık bir araya geliyoruz ve tecrübelerimizi birbirimizle paylaşıyoruz. Bu tecrübe paylaşımı bizler için çok önemli. Birimizin yaşadığı sıkıntıyı diğerlerimizin bilmesi ve benzer bir olay yaşadığında çözümü kolayca bulması için adeta rehberlik ediyor. Projelerde hep ağın (network) öneminden bahsediyoruz. Bu paylaşımlar da ağın güncel kalmasını sağlayan mükemmel araçlardan bir tanesi.

KOLU KIRILAN KATILIMCI

Sizlere pek çok anı ve anekdottan bahsedeceğim. Gençlik bilgilendirmesi yaparken katılımcı adaylarının hemen hemen hepsinin bir tek sorusu var:

Başımıza bir şey gelirse ne yapacağız?

Bu soruya hep örnek vermelerini isteyerek cevap veriyorum. Tabi gelen cevaplar genelde kaybolmak gibi basit bir konuda oluyor. Günümüz bilgi iletişim çağında Dünya’nın neresinde olursanız olun kaybolmak kolay değil. Hatta NASA Mars’ın bile haritalarını yayınlıyor. Yakında Google Maps üzerinden Mars gezegeninin haritasını bile görebileceksiniz. Bunlar bizler için basit olaylar. Katılımcı adaylarına sık sık söylediğim gibi merak etmeyin cidden başımıza gelmeyen kalmadı.

Bir proje öncesi katılımcıları belirlemiş, biletleri almış, sigortaları yapmış ve son kontrolleri gerçekleştirmekteydim. Yolculuğa 6 gün kala katılımcılarımdan biri gitmekten vazgeçti. Tabi bu durum beni ve kurumumu çok zor bir duruma sokacaktı. Biletler alınmış ve her şey hazırdı. Bende doğal olarak bu isteği geri çevirdim. Ertesi gün elinde bir rapor ile ofisime geldi. Rapora göre kolu kırılmıştı. Ancak görüntü hiç öyle değildi. Kamu kurumlarında evrak esas alınır. Bu evrak ile işlemlerini yapmakla yükümlüyüm. İşin ahlaki boyutunun sorgusunu size bırakıyorum tabi ki…

METRODA KAYBOLAN KATILIMCI

Projelerde kaybolma korkusu sanırım her katılımcının en büyük korkusu. Tabi biz de endişeleniyoruz sizi kaybederiz falan diye ama bu endişe aslında iletişim kopukluğu yaşamak üzerine. Bir projede katılımcımı kaybettim. Aslında katılımcım ile iletişimi kaybettim. Havalimanını arayıp anons ettirdik ama orada olmadığını anlamamız uzun sürmedi. Lizbon’da geziyor olma ihtimalini bildiğimizden hemen metroyu arayıp bir de orada anons ettirdik. Bu kez sonuç alındı. İletişim kurmak aslında sizin sandığınız kadar zor değil. Dil bilseniz de bilmesenizde bu tip durumlar yaşanabilir ve bizler de bunu çözmek için gerekli adımları atarız.

ÜLKEYİ BİTİREN KATILIMCILAR

Genelde projelerde biz koordinatörlerin en çok yaşadığı sorunların başında gelen bu durum aslında üzücü bir durum. Katılımcılarımız sık sık “Hocam biz başka ülkelere gitmek istiyoruz burada yapacak bir şey yok.” diyerek proje için gittiği ülkeyi terk edip başka bir ülkeyi ziyaret etmek istiyor. Tabi ki gezsin görsün ancak “yapacak bir şey yok” ifadesine açıkçası uyuz oluyoruz. “Koskoca ülke bitti mi lan!” diyoruz kendi kendimize…

24 SAATTEN KISA SÜREDE BİTEN ŞEHİRLER

Sıkça yaşanan bu durumun bir de şehir versiyonu var. Katılımcılar gidecekleri yeri pek araştırmadan projeye katılımlarını onaylıyor ve gidecekleri yeri pek araştırmıyorlar. Avrupa’da şehirlerin küçük olduğunu her fırsatta dile getirsekte gidip görmeden anlamaları zor oluyor tabi. Çok yakın bir zamanda başıma gelen olayda katılımcılarım projenin gerçekleşeceği şehirden çıkıp başka bir şehre gitmek istediler. Bu istek normalde umrumda olmaz. Ancak kendileri daha o şehre gideli yaklaşık 20 saat olmuştu. Bunun muhtemelen bir kısmı dinlenme ile geçti ve kalan sürede kaldıkları yerin etrafında bir tur attılar…

Projenin gerçekleşeceği şehre gideli 20 saat bile olmamışken kalkıp başka şehirleri ziyaret etmek istemek neyin kafası diye düşünmeden edemiyor insan. 

ALIŞTIK ARTIK

Proje koordinatörleri olarak bir araya geldiğimizde paylaştığımız bu anılarımızın sonunda kahvelerimizi yudumlarken “Abi alıştık artık ya…” ifadesi ile başka bir konuya geçiyoruz. Ama alışmak istemiyoruz! Tüm projelerde en sorumsuz katılımcılar Türkiye, İtalya ve İspanya’dan gelenler oluyor genelde. 

ÇOĞU KİŞİNİN PROJE İÇERİĞİNDEN HABERİ YOK!

Evet bu doğru. Katılımcılarımızın çoğu projenin içeriğinde bir haber katılıyor. Biz bilgilendirmediğimizden değil. Okumadıklarından. Sular kesilmiştir muhtemelen. Ne şehir araştırılır, ne konu, ne de Erasmus+ Gençlik Programı… 

Başvuru yapmak üzere olan siz gençlere sesleniyorum. Lütfen araştırın! Araştırdığınızı ve olaya hakim olduğunuzu başvurularınızda gösterin. Bizler her zaman “Eskiden katılımcı seçmek çok zordu. Herkes çok ilgiliydi. Başvuru formları arasında kaldığımız ve kararsızlık yaşadığımız saatler vardı.” diyoruz birbirimize. Artık ise “Geçen birisi başvuru formunda doğu tarihini xx.xx.2019 yazmış. Sonra dikkatimi çekti başvuranların %15’i öyle yazmış” diyor ve açıkçası katılımcı seçmekte yine zorlanıyoruz. Ancak bu kez kaliteli başvuru sayısının fazla olduğundan dolayı değil. Kalitesiz başvuru fazla olduğundan…